o kadar doluyum ki ...
annelere, babalara, amcalara, teyzelere... Bizi bu hale getiren tüm insanlara
beni bencilleştiren, bizi değil beni öğreten her insana kızgınım
beni bir araç olarak gören insanlara kızgınım
kavgam var benim sistemle
beni bencilleştiren, yalnızlaştıran insanlarla derdim var
bırakın dilediğim hayatı yaşayayım buna izin verin bana sunduğunuz ve yapmamı istedikleriniz sizin hayatlarınız
bedenen daha iyi bir yerde olmamı isterken ruhumu aşağılara çekiyorsunuz
sizin gördüğünüz güçlü bedenin arkasında bin parça ruhumu göremiyorsunuz belki de görmek istemiyorsunuz ruhu bin parça genci, hayatının getirilerinden başka şeyleri kaldıramayan insanların yanında yok olup gidişini görmek istemiyorsunuz , diretilen bu hayatta ne kadar mutsuz, sevgisiz, bencil, hissiz olduğunu göremiyorsunuz
bir gencin ne derdi olabilir ki okulundan başka?
ne mi olabilir?
hayalleri...
onları önce birleştirip sonra tek tek kendi elleriyle inşa ettiği gibi kendi elleriyle yıkacağı hayalleri
peşinden koşamayacağı düşleri
kırılan umutları
delip geçmek istediği dogmalar var
ve birde ona verilen küçük penceresi
bütün hayatını o pencerenin arkasında geçirilsin istenen bir hayatı var
duvarları yıksa belki de dünyanın en güzel manzarasıyla karşılaşacak
ben mi?
ruhu siyahı kemiklerine kadar hisseden biri haline geldim
o kadar az umudum kaldı ki kararmaya yüz tutmuş
onu kurtarma savaşı veriyorum
son beyaz parçalara da dokunurlarsa tek, umutsuz ve yorgun yaşayacağım bi ömür boyu....
ben benim için örülen bu duvarları yıkmaya çalışıyorum....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder